Deniztemiz Derneği/Turmepa Denizleri Korumak için Çalışıyor

Geridönüş Plastik ve Ambalaj Dergisi’nin 3. sayısında, çeyrek asırdır, denizlerimizi korumak ve temiz tutmak için çalışmalar yürüten köklü bir sivil toplum kuruluşu olan TURMEPA’yı tanıyoruz.

Kaptanoğlu Denizcilik Yönetim Kurulu Üyesi, İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkan Yardımcısı, INTERMEPA Başkan Yardımcısı, Baltık ve Uluslararası Denizcilik Konseyi (BIMCO) Başkanı ve TURMEPA Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Şadan Kaptanoğlu ile bir röportaj gerçekleştirerek merak ettiğimiz her şeyi sorduk.

Kaptanoğlu, “Deniz varsa hayat var’’ sloganıyla, TURMEPA’da 26 yıldır, iyilik hikâyeleri yazılıyor ve yazılmaya da devam edecek. Ben de bu hikâyenin bir parçası olmaktan gurur ve mutluluk duyuyorum.

… Unutmamalıyız, bizler, denizleri, çevreyi kirleten ilk nesil değiliz, ancak onu kurtaracak son nesil olabiliriz. Bu nedenle herkesi gezegenimizin geleceği için sorumluluk almaya davet ediyoruz.” dedi.

Röportajımız başlıyor, keyifli okumalar.

Şadan Hanım sizi tanıyabilir miyiz?

Denizcilik gelenekleri içerisinde büyüdüm. Ailemden gelen 100 yıllık bu geleneği geleceğe taşırken, aynı zamanda günceli de yakalama, öncü olma gayreti içerisindeyim. İş dünyasında pek çok şapkam olsa da her şeyden önce bir anne, eş, evlat ve kardeş olarak kendimi tanımlıyorum. Kaptanoğlu Ailesi olarak köklü bir denizcilik geçmişimiz var. Benim de tüm yollarım denizden geçiyor. Şu anda aile şirketimiz olan Kaptanoğlu Denizcilik’te Yönetim Kurulu Üyeliğimin yanı sıra İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkan Yardımcılığı görevini yürütüyorum.

2019 yılından bu yana dünyanın en büyük ve köklü uluslararası denizcilik örgütü olan Baltık ve Uluslararası Denizcilik Konseyi’nin (BIMCO) başkanlığını üstleniyorum. Denizciliğin 116 yıllık çatı kuruluşu olan bu organizasyonun ilk Türk ve ilk kadın başkanı olmaktan dolayı gururluyum. Tüm bunların yanında INTERMEPA Başkan Yardımcılığını yürütüyorum ve Piri Reis Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesiyim.

2016 yılından bu yana da DenizTemiz Derneği/ TURMEPA’nın Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev alıyorum. Buradaki görevimin ise benim için apayrı bir anlamı var. Çünkü TURMEPA’da yaptığımız çalışmalar bizim geleceğe mirasımız, çocuklarımıza vereceğimiz en güzel armağan. Büyüklerimden teslim aldığım bu önemli görevi en iyi şekilde devam ettirmek en büyük gayem. TURMEPA’da 26 yıldır, iyilik hikayeleri yazılıyor ve yazılmaya da devam edecek. Ben de bu hikayenin bir parçası olmaktan gurur ve mutluluk duyuyorum.

TURMEPA’nın kuruluş hikayesini anlatır mısınız?

TURMEPA, büyük bir vizyonun eseri olarak 26 yıl önce, Sn. Rahmi M. Koç ve Deniz Ticaret Odası’nın saygın yöneticileriyle birlikte kuruldu. 26 yıldır mesajımız çok net: Deniz Varsa Hayat Var! Hedefimiz, denizlerimizi karşı karşıya kaldığı kirlilikten korumak, herkesi bu konuda bilinçlendirmek ve bizlere nefes veren, hayat veren mavi denizleri gelecek nesillere bırakmak. Bunu başarmak için de devlet ve özel sektörün, halkımızın denizlerimizi savunması için projeler üretiyor, herkesin bu mücadelenin bir parçası olması için çaba gösteriyoruz.

Ben de böyle önemli bir derneğe başkanlık etmekten mutluluk duyuyorum. Bu örnek kuruluşu daha da ileriye taşımayı, çok daha geniş kitlelerle buluşturmayı görev olarak görüyorum.

Bizim  her şeyden önce insanımızı denizle buluşturmamız gerekiyor. Biliyoruz ki, denizle bir kere bağ kuranlar o bağı kolay kolay koparamıyor. Halkımızın çoğunluğu için maalesef, deniz hala yaşamsal bir önceliğe sahip değil. Bizim hedefimiz; halkımızı yanımıza alarak yaşam kaynağımız olan, aldığımız iki nefesten birini sağlayan denizlerimizi korumak için devletimizle, yerel yönetimlerimizle, kamu ve özel sektörle birlikte çalışmak ve toplumun denizleri korumaya öncelik vermesini sağlamak.

Sıfır Atık kapsamında yürüttüğünüz proje var mı? Paylaşabilir misiniz?

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürütülen Sıfır Atık hareketi kapsamında, 2019 yılı Haziran ayında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himayesinde, yine Bakanlığımız ile birlikte yeni bir adım attık ve denizlerimizin korunmasını hedefleyen Sıfır Atık Mavi projesini hayata geçirdik. Ve o tarihten itibaren Sıfır Atık Mavi tüm ülke tarafından sahiplenilerek bir seferberliğe dönüştü. Bizler bunun mutluluğunu yaşarken, çabalarımız çok değerli bir ödülle taçlandırıldı. TURMEPA olarak Sıfır Atık Mavi’ye sağladığımız katkılar dolayısıyla 2. Uluslararası Sıfır Atık Zirvesi’nde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından sivil toplum örgütü kategorisinde ödüle layık görüldük.

Sıfır Atık’ı bir ülke politikası olarak benimseyen, buna öncülük eden sayılı ülkelerden biriyiz. Bu nedenle çok şanslıyız. Çünkü Sıfır Atık, her birimizin birey olarak, kuruluş olarak, yerel yönetimler olarak farkındalığımızın artacağı, israfın önleneceği, milli servetimizin geri kazanılacağı, büyük bir dönüşüm projesi.

Ülkemizin bu konuda attığı hızlı adımlar sayesinde kısa zamanda büyük bir farkındalık sağlandı.

Biz TURMEPA olarak bu seferberliğe destek vermek için son altı yıldır plastiklerden kaynaklanan kirlilik konusunda ulusal ve uluslararası çapta çalışmalar gerçekleştiriyoruz. 2019’da Sıfır Atık Mavi’nin başlamasıyla bu çalışmaları daha da yoğunlaştırdık. Onlarca kurum, okul, oda ve yüzlerce özel sektör çalışanıyla Sıfır Atık Mavi’yi buluşturduk. Ülke genelinde gerçekleştirilen Sıfır Atık Mavi etkinlikleri kapsamında kıyılarımıza inerek atıkların denizlerimize karışmasını önledik. Kişiler ve kurumların topladıkları atıklar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Sıfır Atık Mavi web sitesine aktarıldı. Binlerce kişi Sıfır Atık Mavi Sözü verdi. Okullara, kurumlara giderek Sıfır Atık Mavi ve deniz ekosistemi eğitimleri verdik. 2020’de salgına rağmen hızımızı hiç kesmedik, tüm eğitimlerimizi online’a taşıdık. Ülke çapında sürdürdüğümüz Sıfır Atık Mavi eğitimleriyle 2 yılda 60 binden fazla kişiye ulaştık.

Derneğimizin Güney ve Ege koylarındaki simgesi haline gelen atık toplama teknelerimiz, her yıl olduğu gibi bu yıl da çalışmalarını sürdürdü. Altı tekneden oluşan atık alım filomuz cennet koylarımızı korumak için yoğun bir şekilde çalıştı. Covid-19 salgını nedeniyle tekne tatiline artan talep, TURMEPA teknelerine olan ihtiyacı da artırdı. Bu durum rakamlara da yansıdı. TURMEPA tekneleri sezon boyunca toplam 4 bin 715 tekneden 2.527.830 litre atık alımı gerçekleştirildi. Böylece 20 milyon litre deniz suyunun temiz kalması sağlanmış oldu.

Denizlerin temizliği için geri dönüşümün önemi nedir?

Sizinle bazı çarpıcı verileri paylaşarak bunu açıklamak isterim: Denizlerdeki kirliliğin yüzde 80’i kara kaynaklı. Karada yürütülen yanlış atık yönetimi sonucunda atıklar, kanalizasyonlar, rüzgâr ve diğer hava olayları vasıtasıyla denize ulaşıyor. Yani bir pet şişe eninde sonunda denizle buluşuyor ve yok olmuyor, ortalama 450 yıl boyunca doğada yaşamını sürdürüyor. Tek kullanımlık ürünler denizlerimiz için büyük tehdit oluşturuyor. Her yıl, denizlere 8 milyon tondan fazla plastik atılıyor. 100 binden fazla deniz memelisi ve kaplumbağası plastikler sebebiyle ölüyor. Böyle giderse, 2050 yılında denizlerde balıktan çok plastik olacağı öngörülüyor. Bu kötü gidişatı değiştirmek için iki önemli adım atmamız gerekiyor. Önce doğayla ilişkimizde yeni bir başlangıç yapmalıyız. Eski bildiklerimizi unutmalı, tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmeliyiz. Eğer ki, insan sağlığı her şeyden önemli diyorsak, sağlığımız da doğada saklı. Doğanın sesine kulak verip, yarın için bugünden çalışmaya başlamalıyız. Üret-kullan-at düzenine son vermeliyiz. Tek kullanımlık plastik yerine alternatiflere yönelmeliyiz. İkinci olarak ise kullanmak zorunda olduğumuz plastikleri geri dönüşüme kazandırmalıyız. Daha fazla kaynak kullanarak daha fazla atık yığını oluşturmak yerine, doğru atık yönetimi ve verimli geri dönüşümle denizlerimizi ve su kaynaklarımızı koruyabiliriz. Üret-kullan-at stratejisi yerine döngüsel ekonomiyi benimsemeli, atıklarımızın doğaya ulaşmasını engellemeli ve ekonomiye tekrar kazandırmalıyız.

Çevre dostu temizlik ürünlerinizden bahseder misiniz? Ürünleriniz nereden temin edilebilir?

Ne yazık ki, sabah uyanıp yüzümüzü yıkadığımız andan itibaren, doğamızı kirletmeye başlıyoruz. Biz görmediğimiz için yokmuş gibi davranıyoruz ama gerçekler öyle değil. Hijyen ve temizlik için kullanılan ürünlerin de doğaya dost olması çok önemli.  Biz de dernek olarak temizliğin bedeli doğayı kirletmek olmasın dedik ve TURMEPA Çevre Dostu Temizlik Ürünleri’ni geliştirdik.

Vegan sertifikalı ürünlerimiz, geri dönüşümlü ambalajlarıyla fosfat, formaldehit, klor ve paraben içermiyor, doğada çözünebiliyor. Yaşanabilir bir çevre için doğayı kirletmeden temizlik imkanı sunuyor. Bulaşık deterjanı ve sıvı sabunumuz vegan sertifikasının yanı sıra Ecolabel sertifikasına da sahip. Ürünlerimiz şu anda Migros (2M –3M –5M), Macro Center, CarrefourSA, Metro Market, hepsiburada.com, Koçtaş mağazaları ve Eastmarine’de satışta.  Derneğinizin okullarda düzenlediği eğitim programlarında öncelikli hedef kitle kim ve bu programların amacınızı özetler misiniz?

Eğitim bizim en önem verdiğimiz konulardan biri. Sürekli ülkemiz için daha mavi yarınlar için ne üretebiliriz, neler yapabiliriz diye düşünüp projeler geliştiriyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı ile sürekli temas halindeyiz. Okullarımıza giderek çocuklarımıza ulaşmayı, denizi sevdirmeyi, korumayı öğretmeyi amaçlıyoruz. 2020 her ne kadar zor bir yıl olsa da biz verimli şekilde kullandık. Salgın nedeniyle fiziksel olarak okullara gidemesek de tüm eğitimlerimizi online’a taşıdık. Webinarlar aracılığıyla 20 bin kişiye eğitim verdik. Milli Eğitim Bakanlığı’nın dijital eğitim platformu EBA’ya eğitimlerimizi yükledik. Böylece ülke çapında 200 bini aşkın öğrenciye ulaştık. 2018 yılında İstanbul Kalkınma Ajansı hibesi ile çevre eğitimlerini teknolojiyle buluşturduğumuz “Çocuklar Suyu Kodluyor. H2Okullu Oldu Projesi”ni hayat geçirdik. 24 ay süren projede, İstanbul’un Sarıyer ilçesindeki 28 okulda öğrenim gören 5 bin çocuğa ve 400 öğretmene denizler ve su kaynaklarının önemini anlattık, 60 öğretmene STEAM eğitimleri verdik. Proje hibesi ile Sarıyer Mehmet Akif Ortaokulu’nda atıl durumda olan bir alanı çocuklar ve gençler için yaratıcılık ve teknoloji odaklı bir STEAM laboratuvarına dönüştürdük. Proje paydaşlarımızla birlikte inşa ettiğimiz, 30 bilgisayar, 3D Yazıcı, Arduino setler, elektronik ve mekanik ölçüm aletleri, televizyon ve daha pek çok teknik ekipmanla donatarak kullanıma sunduğumuz bu laboratuvarı Sarıyer ilçemizin öğretmen ve öğrencelerine armağan ettik. Proje kapsamında çocuklarımız aldıkları eğitimlerin sonunda 42 proje ürettiler ve ülkemizin çevre sorunlarına çözüm aradılar. Bu harika projeleriyle de ödüller kazandılar. Projemizin kapanışını ve ödül törenini de içinde bulunduğumuz koşullar dolayısıyla online olarak gerçekleştirdik. Bunların hepsi bizler için çok güzel kazanımlar.

Ülkemizde yeni yayılan ve sizin de önceden hayata geçirdiğiniz yüzen çöp kovası- seabinden biraz bahseder misiniz? 

Seabin yani deniz çöp kovası yenilikçi ve bir o kadar da pratik bir çözüm yöntemi olarak dünyanın karşısına çıktı. Avustralyalı iki sörfçü ve doğasever tarafından geliştirilen bu kovalar özellikle marinalar için muazzam bir çalışma. Kurulumu son derece basit ve atık toplamada etkili. Yağ da dahil her türlü atığı suyla birlikte emiyor ve temizlenmiş suyu tekrar dışarıya veriyor. En önemlisi de ekonomik ve doğa dostu. Dünyada yeni yayılmaya başlayan bir uygulama olmasına rağmen TURMEPA olarak biz 3 yıl önce ülkemizdeki ilk seabinlerden birinin kurulumunu gerçekleştirme şansına sahip olduk. Denizcilik ve enerji firması Wärtsilä’nın derneğimize bağışladığı seabinin kurulumunu diğer marinalara örnek olması için D-Marin Göcek’de gerçekleştirdik. Ve görüyoruz ki amacımıza ulaşmışız. Kurumsal sosyal sorumluluk kapsamında markaların yeni projelerle seabin ve benzerlerini ülkemizde hayata geçirdiğini görmek mutluluk verici. Umarım tüm kıyılarımızda ve marinalarımızda bu uygulamalar günden güne çoğalır.

Son olarak Şadan Hanım, sınırlı kaynaklar ve sınırsız insan ihtiyaçları çerçevesinde sormak istiyorum: “Ne olacak bu dünyanın hali?”

Çalışma alanımız olan çevre ve denizler üzerinden bu sorunuzu cevaplamak isterim. Öncelikle rakamlar kötü olsa da umutsuz olmamak gerekiyor.

Birlikte el ele verirsek daha iyi bir dünyada yaşayabilmemiz mümkün.

Bunun için de hem bireysel hem de toplumsal olarak çalışmalıyız. Dünyamız ve ülkemiz için çevre konusunda devlet kurumları, üniversiteler, STK’lar ve özel sektör arasında somut iş birlikleri geliştirmeliyiz. Yine uluslararası yürütülen kampanyaların ülkemizde de başlatılması, kirlilikle mücadele açısından çok önemli. Dünyada çevremizi, deniz ve okyanusların çevresini etkileyecek yatırım süreçlerinin ekosistem hizmetleri gözetilerek değerlendirilmesi hem yatırımın hem de ekosistemin sürdürülebilirliği açısından büyük rol oynuyor. Eğitim çok önemli bir konu. Çevre konusunda bilinçli bireylerin topluma kazandırılması için tüm eğitim sistemi müfredatlarında ekosistem ve sürdürülebilirlik konulu dersler yer almalı. Kamu tarafından deniz kirliliğiyle mücadele konusunda vatandaşları bilinçlendirici projeler yapılmalı.

Gezegenimizin geleceği için çok önemli bir nimet olan Sıfır Atık yaklaşımında geri dönüşüm vazgeçilmez bir unsur. Bu nedenle ülkemizde bu dönüşümü başarmak için hep birlikte hareket etmeliyiz. Atıkların geri dönüşümü ve yeniden ekonomiye kazandırılması sorumluluğunu üstlenen geri dönüşüm sektörünün iş birliği ve destekleri bu anlamda hayati önem taşıyor. Biz TURMEPA olarak, 26 yıldır ülkemize fayda sağlayacak projeler için ortak amaçta buluştuğumuz kurumlarla kol kola yürüyoruz. Bu konuda geri dönüşüm şirketleri ile de bir araya gelmekten memnuniyet duyarız. Derginiz aracılığıyla daha mavi yarınlar için geri dönüşüm sektörü temsilcilerini önce TURMEPA üyesi olmaya, ardından sürdürülebilir uzun soluklu projeleri birlikte hayata geçirmek için adım atmaya davet etmek isterim. Hep birlikte el ele vererek gezegenimizi koruyabilir ve çocuklarımıza yaşanabilir bir dünya bırakabiliriz.

Unutmamalıyız, bizler, denizleri, çevreyi kirleten ilk nesil değiliz, ancak onu kurtaracak son nesil olabiliriz. Bu nedenle herkesi gezegenimizin geleceği için sorumluluk almaya davet ediyoruz.