Tek Kullanımlık Plastiklerde Yüzde 20’lik Artış

Geridönüş Plastik ve Ambalaj Dergisi’nin 2. Sayısı’nda Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Başkanı Sayın Yavuz Eroğlu’na yer veriyoruz.
Türk Plastik ve Geridönüşüm Sektörünün bugününü yorumlarken Covid-19 Salgını’nın sektöre etkileri üzerine fikirlerini aldığımız Yavuz Eroğlu; “… 2020 yılında hijyen sağlamak için bu ürünlere yönelimin tek kullanımlık plastiklerde yüzde 20’lik bir artışa yol açacağı tahmin ediliyor.” dedi.

Yavuz Bey PAGEV’e yeniden başkan seçildiniz? Duygularınızı öğrenebilir miyiz? Yeni dönemde planlarınız nedir? Nasıl bir motivasyon ile yürüyeceksiniz?
Öncelikle beni yeniden göreve seçen tüm üyelerimize ve sektör temsilcilerimize teşekkür ediyorum. 30 yıllık PAGEV tarihindeki en geniş üye katılımıyla yapılan Genel Kurul’da yeniden göreve getirilmekten onur duydum. PAGEV olarak önceliğimiz sektörümüzü ileri taşıyacak faaliyetleri yürütürken sektörün büyümesinin önüne engel olarak Başkanlık yaptığım süre boyunca şahsım ve Yönetim Kurulumuz bu bilinçle hareket ettik.

Yeni dönemde de asli görevimiz sektörümüzün yüz yüze olduğu sorunların çözümü noktasında mücadele etmek olacaktır. Sektörümüzü ileriye taşıyacak tüm çalışmalarda diğer STK’lar ve sektör paydaşlarımızla birlikte hareket etmeye, güç birliği yapmaya hazırız. PAGEV’in kapısının plastik sektörüne gönül veren herkese açık olduğunu da vurgulamak isterim.

‘Plastik çevre düşmanıdır’ algısını ortadan kaldırmak için var gücümüzle çalışacağız. Bilimsellikten uzak verilerle sektörümüze zarar veren çalışmalara ve algı kampanyalarına sessiz kalmayacağız.

PAGEV olarak 2020 yılında daha fazla geri dönüşüm diyecek, geri dönüşüm ekonomisi ile ülkemizi kalkındırmak için yaptığımız çalışmaların hızını artıracağız. Toplum genelinde plastiklerin yaşamımıza katkısı noktasında gerçek bir bilinç oluşturacağız. Biliyoruz ki plastik çevre düşmanı değil defalarca dönüştürülerek yeniden kullanılabilecek altın kadar kıymetli bir malzemedir.

PAGEV’in 2019’a damgasını vuran kampanyası ne oldu?
“Plastiklerin doğada yeri yok, hayatımızda yeri çok” kampanyamız çok ses getirdi. Kampanyamız ile ilgili aldığımız pozitif geri dönüşler amacına ulaştığını gösteriyor. Kampanya filmimiz televizyon, radyo ve sosyal medya kanallarından 73 milyon kişiye ulaştı. Sadece Youtube’da 18 milyon kişi filmi izledi.

Aralık 2019’da TV, radyo ve dijital platformlarda yayınlanan ve tüm ülkeye seslendiğimiz “Plastiklerin doğada yeri yok, hayatımızda yeri çok” kampanyamızı 2020 yılında da sürdürerek ulaştığımız kişi sayısını daha da artırmayı hedefliyoruz.

“Plastik Mükemmeliyet Merkezi” projeniz ne aşamada?
Okulların bilim yuvası olması gerekliliği ile hareket eden Vakfımız öncülüğünde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’mızın himayesinde yapılacak PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi’nin temeli 2019 yılının Mart ayında atıldı. Küçükçekmece PAGEV Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi yerleşkesinde yer alan merkez, toplamda 30 bin metrekare kapalı alana sahip olacak. 70 milyon liralık yatırım bedeline sahip PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi üç etaptan oluşacak. İlk etabın 2021 yılı içinde tamamlanarak plastik sanayinde faaliyet gösteren firmalarımıza hizmet vermeye başlamasını hedefliyoruz.

PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi, plastik sektörünün yanı sıra ürün, hammadde ve makine ekipman sektörlerine de araştırma, sertifikasyon, test ve laboratuvar hizmetleri verecek. En yeni teknolojiye sahip ürünlerin üretimi için sanayi kuruluşları, üniversiteler, araştırma kurumları, mesleki birlikler ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği yapacak. Ayrıca mesleki ve teknik eğitim ile danışmanlık hizmetleri sağlayacak. PAGEV Mükemmeliyet Merkezi ayrıca ihraç edilen ürünlere ilişkin bir kontrol mekanizması oluşturarak Türkiye’de üretilen plastik ürünlerin uluslararası pazarlardaki güvenirliğinin ve itibarının korunmasına katkı sağlayacak. İthal edilen plastik ürünlerin%2� kesi ithalatı yapılmadan laboratuvarlarda�teknik uygunluğunun belirlenmesi ile ülkemize kalitesiz ve standart dışı ürün girişinin de önüne geçilecek.

Çin’de gelişen ve tüm dünyaya yayılan Coronavirüsü durumu, sizce dünya plastik sektörünü ve Türkiye-Çin ülkelerinin bu alandaki alışverişini nasıl etkileyecek?
Plastik sektörümüzün koronavirüs salgınından ne kadar etkileneceği; salgının süre ve boyutuna, küresel ve ulusal ekonomiye etkilerine, mamul ve yarı mamul tedariki sağladığımız sektörlerin etkilenme derecesine, doğrudan ve dolaylı ihracat yapılan ülke ekonomilerinin etkilenme derecesine ve tedarik zincirindeki bozulmalara bağlı olacaktır.

Bu aşamada sektörümüzün etkilenme derecesini tahmin etmek erken ve güç. Ancak plastik sektöründe yüzde 1’lik küçülme üretimde 300- 350 milyon dolarlık kayba neden olmaktadır. Bir örnek olarak sektör büyümesinde ve dış ticaretinde yüzde 5 gerileme senaryosuna göre yapılan tahminler; sektörde 2020 yılında 500 bin ton ve 1,7 milyar dolarlık üretim, 250 milyon dolarlık doğrudan ihracat ve 750 milyon dolarlık dolaylı ihracat kaybının olabileceğini göstermektedir.

PAGEV olarak koronavirüs salgının sektörümüz üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak ve ortaya çıkan alternatifleri değerlendirmek için yoğun bir şekilde çalışıyoruz.
Bu dönemde sektörümüz açısından olumlu olarak nitelenebilecek bir takım gelişmeler de oldu. Petrol arzındaki bozulma nedeniyle ham petrol fiyatlarının düşmesi ve bunun plastik hammadde fiyatlarında gerileme etkisi, hammadde temininde yüzde 85 ithalat bağımlısı olan plastik sektöründe maliyetlerin azalması için önemli bir fırsat olabilir. Diğer taraftan enerji maliyetleri de gerileyeceğinden sektörün rekabet olanakları artacaktır.
Bir diğer etki olarak Türkiye, başta oyuncak olmak üzere birçok üründe Çin’in bir alternatifi olarak üretim ve ihracat merkezi olabilir.

Koronavirüs salgını herkese plastiklerin, tek kullanımlık ürünlerin ve ambalajların hayatımıza neden girdiğini, sağlık ve hijyen açısından önemini, salgın hastalıkların yayılmamasını önlemedeki rolünü hatırlattı.

Plastikler sağladıkları faydalar nedeniyle bu kadar geniş bir kullanım alanı buldu. Hijyenik ve pratik özellikleri nedeniyle fast food, cafe, çay bahçesi, hastane ve pikniklerde kullanılan tek kullanımlık plastik ürünlere talep koronavirüs nedeniyle çok arttı.
Salgının önüne geçmek için artık ev ve fabrikalarda da bu ürünler kullanılıyor. Plastik tek kullanımlık ürün üreten fabrikalarımız hem yurt içinden hem yurt dışından artan talebe cevap vermek için tam kapasite çalışıyor. 2020 yılında hijyen sağlamak için bu ürünlere yönelimin tek kullanımlık plastiklerde yüzde 20’lik bir artışa yol açacağı tahmin ediliyor.

Ayrıca PAGEV olarak ülkemizin ihtiyaç duyduğu tek kullanımlık çatal, bıçak gibi ürünleri Milli Eğitim Bakanlığı iş birliğinde PAGEV Gebze Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ve PAGEV Halkalı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde üreteceğiz. Son günlerde yoğun talep aldığımız tek kullanımlık çatal, bıçak gibi ürünlerin üretimi için Bakanlığımızla iki lisemize her türlü desteği verecek, ülkemizin bu konudaki ihtiyacını sorunsuz bir şekilde gidereceğiz.

Koronavirüs salgını, modern hayatın ve şehirli yaşamın plastiklere olan ihtiyacını gösterdi. Sağlık ve medikal alanında kullandığımız birçok ürün plastik. Ambalajlar sayesinde sağlıklı ve hijyenik gıda sofralarımıza ulaşıyor. Bulaşıcı hastalıkların yayılmasını önlemede tek kullanımlık plastikler hijyen sağlıyor. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün… PAGEV olarak uzun zamandır çok kullanımlık bez torba ve filelerin virüslerin yayılmasını kolaylaştırdığını ısrarla anlatmaya çalışıyoruz. Bugün maalesef acı bir olay ile ‘plastik çevre düşmanı değildir, plastik sağlıklıdır’ söylemimiz onaylanıyor. Son olarak alınan kararla pazar yerleri ile marketlerde sebze ve meyvelerin, fırınlarda ekmeğin poşete girmesi halk sağlığı için önemli bir adım oldu. Koronavirüse karşı mücadele kapsamında plastik alışveriş poşetlerinin de halka ücretsiz olarak verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ücretsiz olduğu için tercih edilen ve birden fazla kullanılan bez poşetler ve fileler sık yıkanmadıklarında birçok hastalığa sebep olan virüslerin yayılmasına zemin hazırlıyor.

PAGEV olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da plastiklerin hayatımızdaki yeri ve faydalarına dikkat çekmeye, çevresel sorunların ise bilinçli tüketim ve geri dönüşüm ile çözülebileceğini anlatmaya devam edeceğiz.


Mikroboncukların dünyaya etkileri üzerine fikirlerinizi alabilir miyim?
Mikro plastikler, genelde büyük plastik malzemelerin zamanla daha küçük parçalara ayrılması sonucunda oluşur. Son yıllarda daha çok denizlere karışarak deniz hayvanları tarafından yenildiği gerekçesiyle eleştirilen mikro plastikler biz sanayiciler için aslında çok kıymetli malzemelerdir. Ülkesinin ve dünyanın geleceğini düşünen bir Vakıf olarak söz konusu bu mikro plastiklerin denizlere karışmaması için plastik malzemeler kullanan tesisler için gönüllük esasına dayalı bir yönetim programı olan İyi Süpürme Operasyonu projesinin Türkiye temsilcisi olduk. PAGEV olarak sektörlerimizin gelişmesi ve sorunlarının giderilmesi için nasıl var gücümüzle çalışıyorsak çevresel konularda da yoğun çalışmalar yürütüyoruz. Sürdürülebilirlik gündemimizde önemli bir yer tutuyor. “İyi Süpürme Operasyonu (Operation Clean Sweep)” hareketi de bu anlamda yaptığımız çalışmalar arasındaki yerini aldı. İyi Süpürme Operasyonu ile firmalarımıza “küçük kayıp ya da küçük atık yoktur” diyoruz. Küçücük plastik granüller bir araya geldiğinde büyük bir ekonomik değere dönüşürken bu kadar değerli olan hammaddelerin atık olarak denize karışmalarını da önlemiş oluyoruz. Global bir hareket olan İyi Süpürme Operasyonu’na katılan firmalarımız plastik granül kaybını azaltacak sistemleri uygulayacaklarına ve suyun korunmasında kendilerine düşen rolü oynayacaklarına dair bir vaatte bulunmuş oluyorlar. Tamamen gönüllülük esasına dayanan bu hareket firmaların çevreye duyarlılıklarını ispatlamalarına da olanak sağlıyor. Uluslararası bu harekete ülkemizden ilk katılan firmanın dünyanın en büyük ıslak mendil ve temizlik ürünleri üreticileri arasında yer alan Sapro Temizlik Ürünlerinin olması da projenin hedefleri ile uyum açısından ayrıca çok anlamlı ve değerli bir kazanım oldu.

PAGEV olarak uygulamaya konulabilecek önlemler hakkında kapsamlı bir rehber olan İyi Süpürme Operasyonu el kitabı yanında çeşitli bilgilendirme materyalleri de hazırladık.

2012 yılının Haziran ayında dünya kıyılarını atıklardan temizlemek amacıyla Avrupa’da başlatılan Waste Free Oceans (Atıksız Denizler) Vakfının Türkiye, Ortadoğu ve Afrika Başkanlığını yürütüyorum. Merkezi Belçika’da olan ve Avrupa Birliği’nin organizasyonuyla faaliyet gösteren Waste Free Oceans kapsamında, denizlerdeki atıklar balıkçılar tarafından özel ağlarla toplanıyor ve geri dönüşüme kazandırılıyor. Ağlar atıkları toplarken balıklara ise zarar vermiyor. 2020 yılına kadar dünya kıyılarını yüzen atıklardan temizlemeyi hedefleyen bu proje, aşırı avlanmanın da önüne geçerek ekosistemi koruyor. PAGEV olarak bu projenin Türkiye ayağını “Mutlu Balıklar” adıyla yönetiyoruz.

Dünya Plastik kullanımında ve geri dönüşümünde duyarlılık gösteren ülkelere baktığınızda sizce en etkili uygulama ile en ilgi çekici uygulama 2019’da hangisi oldu?
Dünya ülkelerine baktığımızda İsveç’in geri dönüşüm konusunda çok iyi bir noktada olduğunu ve güzel bir örnek oluşturduğunu görüyoruz. Öyle ki değersiz görülen atığı altına dönüştüren ülke olarak biliniyor. İsveç’te her yıl 4,4 milyon ton atığın sadece yüzde 1’i çöpe atılıyor. Tüketiciler geri dönüşüm için ürünleri türlerine göre ayırması gerektiğini biliyor, geri dönüşüm kutularına çok rahat ulaşabiliyor. Dönüştürülemeyen atıklar ise enerjiye çevriliyor. İsveç bu kadar güçlü bir geri dönüşüm ağına sahip olmasına karşın büyük bölümü İngiltere’den olmak üzere şirket atıklarının yüzde 10’unu ithal ediyor. Bu ithalat kapasitesiyle de Avrupa’nın en büyük atık ithalatçısı konumunda bulunuyor. Çünkü atık çok iyi bir enerji kaynağıdır aynı zamanda çevresel etkileri azaltmanın iyi bir yoludur.


2019’un en çok geri dönüştürülebilir atık ticareti yapan ülkesi hangisi oldu? Türkiye’de durumlar nasıl?
Geleceğe şekil verecek sektörler arasında “geri dönüşüm” ilk sıralarda yer alıyor. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hızla yaygınlaşan geri dönüşüme verilen önem ve dolayısıyla geri dönüşüm çalışmaları düzenli olarak artış eğilimi gösteriyor. Kamuoyunun farkındalığının artması bu noktada büyük önem taşıyor. Bireyler artık geri dönüşümü sadece çevresel boyutu ile görmüyor, ekonomik olarak da dönüşümün öneminin farkında… Böylece büyük bir geri dönüşüm endüstrisi oluşuyor. Ancak yine de gelişmiş ülkeler seviyesinden uzağız.


Her konuda olduğu gibi geri dönüşüm noktasında da eğitim büyük önem taşıyor. Aileden başlayarak daha çocukken çevreye saygılı, geri dönüşüm noktasında hassas bireyler yetiştiren, bu farkındalığı yaratacak bir eğitim sistemine ihtiyacımız var.

Atıkların yeri doğa değildir. Bizler atıklarımızı doğaya bırakmazsak çevre kirliliği ile ilgili şikâyette bulunmak ya da bu kirlilikle nasıl mücadele edeceğimize dair çözüm yolları aramak zorunda kalmayız. Kaynağında ayrıştırma geri dönüşümün ilk adımıdır. Bu noktada herkesin işlevini tamamlamış ambalajları cinslerine göre ayırması ve geri dönüşüm yolculuğunu başlatması gerekiyor. Kaynağında ayrılmış atıkların yerel yönetimlerimiz tarafından aynı titizlikle toplanması ve geri dönüşüme iletilmesi zinciri tamamlayacak diğer halkalar. Bu nedenle ülke olarak işlevsel bir atık yönetimine sahip olmamız çok büyük önem taşıyor.
2016 yılı itibariyle Atık Yönetim Planını Bakanlığa sunan ve uygun bulunan belediye sayısı sadece 303. Ülkemizde 1398 belediye olduğunu göz önüne aldığımızda belediyelerin ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanması konusunda hızlı hareket etmeleri gerektiği de ortaya çıkıyor. Ambalaj atıkları çöpe gönderilemeyecek kadar değerli. Her yıl ekonomiye kazandırılabilecek milyonlarca lirayı çöpe atıyoruz. Geri dönüşüm endüstrisinin gelişimi de bu alandaki çalışmaları hızlandıracaktır. Türkiye’de 2016 sonu itibariyle 751 lisanslı geri dönüşüm tesisi ile 566 toplama ve ayrıştırma tesisi bulunuyor.

Geri dönüşüm tesislerinin sayısının artmasından ziyade niteliğinin artması gerekiyor. Otomatik ayırma sistemlerinin olduğu, son teknolojilerden faydalanan, inovatif yaklaşımları benimseyen geri dönüşüm tesislerinin artmasına ihtiyaç var.

Bu amaçla bir geri dönüşüm sektörünün oluşturulması çok önemli. Ayrıca Avrupa’da olduğu gibi geri dönüşümü ya da ayrı toplanması mümkün olmayan atıklar enerji geri kazanımı amacıyla kullanabilir; bölgedeki hastane, okul gibi yerlerin enerji ihtiyacı bu yöntemle karşılanabilir.

PAGEV (Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı) Geri Dönüşüm İktisadi İşletmesi olan PAGÇEV, ambalaj atıklarının kaynakta ayrı toplanarak geri dönüşüme kazandırılması amacıyla 2014 yılında T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından tüm ambalaj türleri için faaliyet göstermekle görevlendirildi ve Türkiye’nin Yetkilendirilmiş Kuruluşu oldu.

PAGÇEV ile plastik, cam, kağıt gibi malzemelerden üretilen ambalaj atıklarının geri dönüşüm sorumluluğunu üstleniyoruz.

Atık yönetimi çerçevesinde; ambalaj atık oranının azaltılması, atıkların yeniden kullanımı ve geri dönüşümü için sürdürülebilir çözümler sunmak en önemli hedeflerimiz arasında yer alıyor.

Çevre ve geri dönüşüm konusunda projeler hayata geçiriyor, eğitimler veriyor ve kamuoyunu bilinçlendirme çalışmaları yürütüyoruz.

PAGÇEV ile 2014-2019 yıllarını kapsayan 6 yıllık dönemde 1 milyon 36 bin ton ambalaj atığının kaynakta ayrılarak geri dönüştürülmesi faaliyetlerini yürüttük.

Altı yıllık süreçte plastikten kâğıda, camdan metale, birçok atığı geri dönüştürerek bir yandan çevreyi korumaya devam ettik, diğer yandan da ekonomiye 2 milyar 882 milyon TL katkı sağladık. 2014 -2019 yılları arasında yaptığımız bu çalışmalar sayesinde 9 milyon 149 bin ağaç kesilmekten kurtarıldı. 22 milyon 100 bin kWh elektrik tasarrufu, 1 milyar 102 milyon litre fosil yakıt tasarrufu ve 13 milyon 487 bin litre su tasarrufu sağlandı. Tüm bu atıkların geri dönüştürülmesi ve atık depolama sahalarına gönderilmemesi sayesinde 9 milyon 755 bin metreküp alandan tasarruf edildi. Bu rakamlardan elde ettiğimiz kazanıma baktığımızda 6 yılda ülkemize 7 Belgrad Ormanı kazandırdığımızı söyleyebiliriz. Geri dönüştürdüğümüz ambalaj atığı ise 50 milyon kişinin ambalaj atığına denk geliyor ki bu da AB’de geri dönüşümüyle övünen Norveç, Finlandiya, Danimarka, İsviçre, Avusturya, İsveç ve Belçika’nın nüfusunun toplamına denk geliyor. Geri dönüşüm alanındaki çalışmalarımıza önümüzdeki süreçte de hız kesmeden devam edeceğiz. 2020 yılında 95 belediye ile 15 milyon kişiye hizmet vererek 300 bin ton atığı kaynakta ayrıştırarak geri dönüşüme kazandırmayı hedefliyoruz. Bugüne kadar geri dönüşüm eğitimi verdiğimiz kişi sayısı 50 bin ve bu rakamı çok daha ileriye taşımayı planlıyoruz.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
İlginize teşekkür ediyor, sağlıklı günler diliyoruz…