Geridönüş Plastik ve Ambalaj Dergisi’nin 3. Sayısında, 30 yılı aşkın süredir, geri dönüşüm işinin içerisinde olan ve başarı merdivenlerini zaman içerisinde büyük çabalarla tırmanan, Mersin Geri Dönüşüm Piyasası’nın saygıyla andığı Değerli Ali Zor’un oğlu, Ez Geridönüşüm’ün başındaki isim, Sayın Efe Zor’u ağırlıyoruz.
Zor, “Geride bıraktığımız 30 yılda büyüdük ve bugün hatırı sayılır kuruluşlardan biriyiz. Metal, kağıt alım satımı ile naylon geri dönüşümünde Mersin’in sayılı firmalarındanız.” dedi.
Sizi tanıyabilir miyiz?
1994 Mersin doğumluyum ancak aslen Niğdeliyiz.
Geri dönüşüm işine başlama hikayenizi sizden öğrenebilir miyim?
Daha önce de belirttiğim gibi Mersin’de dünyaya geldim. Babam Ali Zor da doğma büyüme buralı. 90’lı yıllarda “Hızar ve Palet Çakım Ustası” olarak çalışırken, yani odun geri dönüşümü işi yaparken, çöp geri dönüşümü işi yapmak istediğine karar veriyor.
Mersin’de o zamanlar, bu işi yapan insan sayısı çok az. Geride bıraktığımız 30 yılda büyüdük ve bugün hatırı sayılır kuruluşlardan biriyiz.
Peki, Ali Zor atık geri dönüşümdeki geleceği nasıl fark ediyor? Meslek değişimine neden olan şey nedir?
Aslına bakarsanız tamamen insani nedenlerle kendine, yeni bir kariyer hedefi belirliyor. Babam en attan başlıyor; çöp topluyor. İlk olarak belirlediği bölge ise Mersin Merkez oluyor. Zaman içerisinde sadece çöp toplamakta yetinmiyor; atıkları ayrıştırarak alım satımını yapmaya başlıyor. Sırtındaki çuvalla çöp toplayan Ali Zor, zaman içerisinde araçlar alıyor. Derken; çöplük ihalelerine giren bir şirketin sahibine dönüşüyor. Babam azim, alçak gönüllülük ve çalışkanlık gibi sıfatları üzerine giysi gibi giyinmiş bir insandır. Bu günümüzü ona borçluyuz.
Çöplük ihalelerine giren bir şirkete dönüştüğünüzü belirttiniz? Peki, şirketinizi ne zaman kurdunuz?
2005 yılında; “Zoroğlu Geri Dönüşüm” ismiyle, Mersin Siteler Mahallesi’nde faaliyetlerini yürütmeye başlıyor. Tömük, Erdemli, Silifke gibi bölgelerin de çöplük ihalelerini alarak işlerini büyütüyor.
Bu çöp ihaleleri yoluyla alım-satım işleri devam ederken, “Sera Naylonları” “Ambalaj ve Tekstil Ürünlerinden artan naylon ve plastik atıkları ile de çalışmaya başlıyor. Yani plastik geri dönüşüm sektörüne de adımını atıyor.
Bugün plastik geri dönüşümü yapıyor ve hurdacılığa da devam ediyoruz. Ancak ana kalemimiz plastik geri dönüştürmek.
Naylon atıklarını nerelerden topluyorsunuz?
Naylonu; Mersin Serbest Bölge, Mersin Uluslararası Limanı, Ofis ve Seralardan topluyoruz.
Naylon atıklarını nasıl topluyorsunuz?
Belirlenen bölgelere konteyner yerleştiriyoruz. Çünkü yüksek tonajlarda çalışıyoruz. Konteynerler dolduğu zaman onları alarak atıkları çeşitli işlemlerden geçiriyoruz. Patoz, Agromer, Enjeksiyon Makinalarından geçerek granül haline getiriyor ve geri dönüşüm sürecine dâhil ediyoruz.
Geridönüştürdüğünüz materyallerin adları nelerdir?
Granül. Biz plastik işi yapmıyoruz; sadece naylon geri dönüşümü yapıyoruz. Bu da zaten piyasaya poşet olarak geri dönüyor.
Şu an işin başında siz varsınız ve şirket isminizi değiştirdiniz, doğru mu?
Şuanda şirketimizin adı EZ GERİDÖNÜŞÜM. Yaklaşık 2015-2016 yıllarına kadar Zoroğlu olarak devam ettik. Şuan Ez Geridönüşüm olarak Plastik geri dönüşüm sektöründe yol alıyoruz. Aynı zamanda metal geri dönüşümünde varız. Metal dönüştürmek, maliyetli bir iş olduğu için, biz sadece alıp satıyoruz. Yani biz metal geri dönüşüm tesislerine hammadde sağlayarak geri dönüşüme katkı sağlıyoruz. Kâğıt da topluyoruz.
Ayda kaç ton naylon topluyorsunuz?
Ayda ortalama 60-70 ton naylon geri dönüştürüyoruz.
Tesisiniz kaç metrekarede kuruludur?
Şuan 2 bin metrekarede kurulu. Bir kısmı depolama bir kısmı imalathane olarak planlanmıştır.
Granülleri hangi illere satıyorsunuz? Şehir dışı var mı?
Mersin’de poşet imalathaneleri var. Aynı zamanda Mersin yöresi ve çevre bölgelerindeki sera naylonu, plastik kasa, plastik boru imalathanelerine gidiyoruz.
Mallar kalite kalite değişiyor. Nayloncuların, borucuların, kasacıların aldığı mallar birbirinden farklı. Örneğin; G3, streç, F2 gibi birçok çeşidi var. Tüm çeşitleri bizde bulmak mümkün…
Taşıt filonuzdan bahseder misiniz? Nasıl taşıyorsunuz?
4 adet, aktif çalışan aracımız mevcut. 3 adet ufak,1 adet kamyon, 1 adet vinç bulunmakta.
Çalışan sayınız nedir?
Yaklaşık 10 kişiyiz. İş yoğunluğuna göre yevmiye ile çalışan personel de eklenebiliyor.
Gelecek planınız nedir? Kendinizi nerede görmek istiyorsunuz?
Aslında bu işin hedef olarak konabilecek bir son noktası yok. Ne kadar büyürseniz o kadar gider. Bugün bir bakıyorsunuz naylon almışsınız, yarın bakıyorsunuz plastik almışsınız ve plastik kırıyorsunuz. Ertesi gün kâğıt preslemişsiniz, Maraş’a gönderiyorsunuz.
Geri dönüşüm sektörü o kadar geniş ki; kapılmışız rüzgârına gidiyoruz, diyebiliriz.
Çevreye olan olumlu katkınız sizi nasıl motive ediyor? Siz bunu dönüştürerek dünyaya katkı sağlıyorsunuz ve para kazanıyorsunuz?
Evet, katkı sağlıyoruz; yaptığımız işten parada kazanıyoruz ve bu bizi mutlu ediyor.
Ormanlarımız, ağaçlarımız kolay yetişmiyor. Bugün 1 ton kâğıt geri dönüştürmek; bir ağacın kesilmemesini sağlıyor.1 ton plastik nereden bakılırsa 100 Litre yakıta eşit. Bunun matematiksel olarak birçok açıklaması var.
Pandemi döneminde işleriniz nasıl ilerliyor, ne durumda?
Bizim işimiz pandemi döneminde arttı, diyebiliriz. İhtiyaçlar tabi ki sabit şekilde devam ediyor. Lakin bugüne kadar yurtdışından gelen malzemeler mevcuttu. Yurtdışından kâğıdı, naylonu, plastiği, demiri, farklı materyalleri ithal ediyorduk.
Pandemi döneminde; yurtdışıyla birçok yer ile bağlantımız kesildi ve oralardan mal gelmediği için bugün Türkiye’de geridönüşüm piyasası biraz daha canlı diyebiliriz.
Her şeyde olduğu gibi demirinde, kartonunda, naylonunda, plastiğinde fiyatı bugün Türkiye’de fahiş derecede yükselmiş durumda.
Tabi biz bundan memnun muyuz? Değiliz. Bizim kar marjımız yine aynı; fakat bizim sermayemiz yetmiyor.
Tabi ki kendi kendimize yetiyoruz; ancak sermaye yetiştirmekte zorlanıyoruz. Eskiden 100 Bin Liraya 10 ton-20 ton mal alırken bugün, 100 Bin Liraya 3 ton mal alıyoruz. Bu büyük bir açık, bunu da kapatmakta zorlanıyoruz.
Pandemi sürecinde böyle ilerliyor. Biz isteriz ki; mal para etsin ama satışında da zorluklar yaşıyoruz. Paranın bize geri dönüşü zor olabiliyor. Çoğu yerden nakit aldığımız için bize de nakit gelemeyebiliyor.