Plastik Geri Dönüşüm İşletmeleri için Stratejik Açılımlar Çalıştayı düzenlendi. Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Gülsün: “Ekonomimizin nefes alması için yeni bir yol açan plastik geri dönüşüm işletmeleri, cari açığımızı kapattığı gibi geleceğin sektörü olarak ülkemize büyük bir potansiyel sunuyor” dedi.
Döngüsel Ekonominin Neferleri Algı Operasyonlarından Memnun Değil
Küresel düzeyde geleceğin ekonomi modeli olarak sunulan döngüsel ekonominin en önemli unsurlarından birini oluşturan plastik geri dönüşüm işletmeleri, PAGDER tarafından düzenlenen çalıştayda bir araya geldi. İKMİB’in de partneri olduğu çalıştayda kamu politikalarının yanlış yöne savrulmasına neden olacak boyutta algı operasyonlarının yürütüldüğü vurgulandı.
Son zamanlarda Türkiye’nin atık ithalatının tehlike boyutlarına vardığı yönünde kamuoyu oluşturulmaya çalışıldığını ifade eden PAGDER Başkanı “Algı ile bu iş olmaz, tüm veriler devletimizin elinde, lisanslı plastik geri dönüşümcüleri dünyaya ihracat yapıyor, şu andaki hesaplamalarımıza göre oluşturulan katma değer üç buçuk katı, hangi sektör bu kadar verimli?” dedi.
Selçuk Gülsün sözlerine şu şekilde devam etti: “işi hakkı ile yapmayanlar var ise davul da tokmak da devletimizin elinde, her türlü denetimi-gözetimi yapılmalı, yoksa dünyanın gittiği yönün tersine ihracatın da parlayan yıldızı olan lisanslı geri dönüşümcülerimizin içeride yeterince bulunmayan temiz ve geri dönüştürülmeye hazır atığı rekabetçi fiyatlardan elde etmesi kadar doğal ne olabilir? ”
Türkiye’nin Atık İthalatı Arttı Diyenler Çekya’ya Baksın
Çıkarları bunu gerektiren bazı çevrelerin “dünyanın atığı bize geliyor” diye gerçeklere yön saptırdığını dile getiren Gülsün: “bu yaklaşımın sıfır atık yaklaşımı ile uyumlu olmadığını vurguluyoruz. Kaynağında ayrıştırma sistemimiz şu an yeterli seviyeye daha gelmedi. Bu yüzden mevcut durumda geri dönüştürülebilir, temiz, yurtiçi fiyatlarının yarısına plastik atık alıyoruz ve bunları geri dönüştürerek dünyaya ihraç ediyoruz. Yatırımlarımız artıyor ve dünyanın döngüsel ekonomiye geçişi ile birlikte söz sahibi oyunculardan biri olacağız. Kimse, Türkiye’nin döngüsel ekonomi sistemi içinde söz sahibi olmasını çekememezlik yapmasın. Kendi çıkarlarını bir tarafa bıraksın ve ülkemiz ekonomisi için katma değer oluşturan, cari açığı kapatan bu sektörün hakkını versin” dedi.
PAGDER Genel Sekreteri Dr. Selçuk Mutlu ise çalıştayda yaptığı sunumda “yakın zamanda plastik atık geri dönüşümü için en fazla ithalat artışının yaşandığı 5. ülke Türkiye ise 6. ülke Çekya” dedi. Toplam plastik atık ithalatında Hollanda ve Almanya’nın gerisinde yer aldığımızın gösterildiği sunumda dünyanın geri dönüşüme yöneldiği belirtilerek, atık ithalatının denetim altında olduğu, yalnızca lisanslı işletmeler tarafından yapıldığı; Türkiye, Çekya, Bulgaristan, Romanya, Sırbistan gibi ülkelerin gelecek için pozisyon aldığının görüldüğü vurgulandı.
Doğru Adımlarla Gelecek Ekonomisinin Can Damarı Olur
“Atık geri dönüşümünde lojistik üstünlüğü olan bir ülke olarak tabii ki yetersiz arz varsa hammaddeyi ithal eder, sonra katma değerli olarak ihraç ederiz” diyen PAGDER Başkanı Selçuk Gülsün, geri dönüşüm ekonomilerinin sunduğu fırsattan en etkin şekilde yararlanılması gerektiğinin altını çizdi. Gülsün: “atık yönetim sistemlerimiz, sıfır atık yaklaşımı ile daha da verimli hale gelecek. Ancak daha yolun başındayız. Şu anda değerlendirilebilir atığın ancak %20’sini döngüsel ekonomiye dahil edebiliyoruz. Büyük bir potansiyelimiz var ancak konjonktürel olarak çok rekabetçi fiyatlardan (kaynağında ayrıştırmadaki zayıflıktan dolayı) kendi atıklarımızdan daha temiz atığı Batılı ülkelerden elde edebiliyoruz. Geri dönüştürülemeyen atığa ihtiyacımız yok, devletin denetimi altındaki lisanslı işletme, bu atığı para verip alır mı? Geri dönüştürülebilen her şey döngüsel ekonomi için değerdir. Biz de bu alanda Türkiye ekonomisi olarak küresel oyuncu olacağız ve 2030 yılında inşaat yerine Türkiye’nin geri dönüşüm tesisleri ve teknolojileri konuşulacak” dedi.
Çin, Verdiği Karardan Dönmek İçin Yollar Arıyor
Dünyanın en büyük geri dönüşüm destinasyonu olan Çin, denetim ve gözetimde yaptığı hatalardan sonra komünist yönetim anlayışının da neden olduğu bir sonuçla atık ithalatını komple yasaklamıştı. Oysa böylece temiz ve geri dönüştürülebilir atıkların alımı yönündeki avantajını da yitirmiş oldu. Bugün Türkiye’nin geri dönüşümde en büyük ihracat pazarı, Batılı ülkelerden sonra Çin oldu. Küresel şirketlerin geri dönüştürülmüş materyal kullanımını şart koşması, Çinli ihracatçıları Türkiye’den geri dönüştürülmüş hammadde almaya mecbur kıldı. Çin’e yaptığımız geri dönüştürülmüş hammadde ihracatı hızla artmaya devam ediyor. Bölgemizde yer alan ülkelerin de geri dönüşüm tesislerine olan yatırımları devam ederken, rekabet üstünlüğümüzü kaybetmemek için hükümetimizin geri dönüşüm işletmelerine verdiği destek ve teşvikin artması algı operasyonlarını kıracaktır.